Glisinden daha basit bir amino asit var mı?
- Is there a simpler amino acid than glycine?
Bu her şeyi daha basit yapar.
- That makes everything simpler.
Bu her şeyi daha basit yapar.
- That makes everything simpler.
Bu daha basit ve daha güvenilir.
- It's simpler and more reliable.
O sade bir elbise giymişti.
- She wore a simple dress.
Tom, sade ve basit bir yemek yedi.
- Tom ate plain and simple food.
Tom basit bir ev dizaynı fanatiğidir.
- Tom is a fan of simple home design.
Tom basit sorulara bile cevap veremedi.
- Tom couldn't even answer the simple questions.
Bu küçük hikaye her şeyi açıklamak için çok yalın.
- This little story is too simple to explain everything.
Fadıl cinayetten ceza almadı. Sade ve basit.
- Fadil got away with murder. Plain and simple.
Tom, sade ve basit bir yemek yedi.
- Tom ate plain and simple food.
Genel bir kural olarak, eleştirmek kolaydır ama alternatif öneri üretmek zordur.
- As a general rule, it's simple to criticize, but difficult to produce alternative suggestions.
Bu kitap basit bir İngilizceyle yazılmış. Bu nedenle okuması kolaydır.
- This book is written in simple English, so it's easy to read.
Her şeyden önce, lütfen basit bir kendini tanıtım yap.
- First of all, please do a simple self-introduction.
Neden? O herkesin kendine sorduğu basit soruydu.
- Why? That was the simple question everyone was asking themselves.
O tam olarak o kadar basit değildi.
- It wasn't quite that simple.
Bizler gerçeklerin basit olduğunu düşünme hatasına düşmeye meyilliyiz çünkü basitlik, görevimizin amacı.
- We are apt to fall into the error of thinking that the facts are simple because simplicity is the goal of our quest.
Olağanüstü şeyler asla basit ve sıradan yollarla gerçekleşmez.
- Extraordinary things never happen in simple and ordinary ways.
Olağanüstü şeyler asla basit ve sıradan yollarla gerçekleşmez.
- Extraordinary things never happen in simple and ordinary ways.
Maria çok kibar, sıradan bir kız.
- Maria is a very polite, simple girl.
may with no great impropriety be termed going a simpling; but with this special difference, that your field simpler never picks up a nettle for a marsh-mallow; a mistake which your tour simpler is very liable to.
That was a symple cause,’ seyde Sir Trystram, ‘for to sle a good knyght for seyynge well by his maystir.’.
There is no simple way to define precisely a complex arrangement of parts, however homely the object may appear to be.
... And number three, what if you could make everything simpler ...
... simpler for them as well. ...