English - Turkish
Definition of simple past tense and past participle of stave in English Turkish dictionary
- stove
- soba
Tom odunla yanan aşçı sobası için odun yardı.
-Tom chopped wood for his woodburning cook stove.
Tom sobayı kapatmayı unuttu.
-Tom forgot to turn off the stove.
- stove
- {i} fırın (üstü ocak, altı fırın olan mutfak aleti)
- simple past tense
- (Dilbilim) geçmiş zaman
- simple past tense
- -di'li geçmiş zaman
- stove
- fırın
Bu fabrikalar elektrikli fırın üretir.
-This factory manufactures electric stoves.
- stove
- ocak
Tom ocakta çorba yapıyor.
-Tom is making soup on the stove.
Bir plastik tabak ocakta erir.
-A plastic dish will melt on the stove.
- stove
- sobada kurutmak
- stove
- stave delin/del
- stove
- {i} sera
- stove
- (Tekstil) kükürtdioksitle ağartmak
- stove
- {i} limonluk
- stove
- stoveinzorla kırılıp delinmi
- stove
- dezenfekte etmek
- stove
- f., bak. stave
- stove
- sobada ısıtmak
- stove
- tütsülemek
- stove
- fırın/soba
Related Terms
English - English
Definition of simple past tense and past participle of stave in English English dictionary
- stove
simple past tense and past participle of stave
Hyphenation
sim·ple past tense and past par·ti·ci·ple of stavePronunciation
Resimler
Favorites