English - Turkish
Definition of simple past tense and past participle of spend in English Turkish dictionary
- spent
- (sıfat) spermlerini boşaltmış (balık, böcek), yumurtlamayı bitirmiş (balık, böcek), harcanmış, zayıf, etkisiz, bitmiş, bitkin, yorgun
- spent
- harcanmak
Bütçenin % 1'inden azı dış yardım harcanmaktadır.
-Less than 1% of the budget is spent on foreign aid.
Biz onun ne olduğunu öğrenmeden önce Hayatın yarısı harcanmaktadır.
-Life is half spent before we know what it is.
- simple past tense
- (Dilbilim) geçmiş zaman
- spent
- kullanılmış/tükenmiş
- spent
- {s} harcanmış
Önemli miktarda zaman ve emek harcanmış durumda.
-A considerable amount of time and effort have been spent already.
O yerinde harcanmış paraydı.
-That was money well spent.
- simple past tense
- -di'li geçmiş zaman
- spent
- perişan
- spent
- kullanılmış
- spent
- {s} zayıf
Zayıflamaya çalışarak jimnastik salonunda saatler harcadı.
-She has spent hours at the gym trying to lose weight.
- spent
- {s} bitkin
- spent
- {s} yumurtlamayı bitirmiş balık
- spent
- sarfedilmiş
- spent
- bitap
- spent
- kuvvetten düşmüş
- spent
- {s} bitmiş
- spent
- argın
- spent
- tesirsiz hale gelmiş
- spent
- kullanılmış (kurşun)
- spent
- etkisini kaybetmiş
- spent
- çok yorgun, bitkin
- spent
- f., bak. spend. s
Related Terms
English - English
Definition of simple past tense and past participle of spend in English English dictionary
- spent
simple past tense and past participle of spend
Hyphenation
sim·ple past tense and past par·ti·ci·ple of spendPronunciation
Resimler
Favorites