Onun günü harap olmak üzere.
- Her day is about to be ruined.
Tom onu çok sıcak olan suda yıkayarak en sevdiği gömleğini mahvetti.
- Tom ruined his favorite shirt by washing it in water that was too hot.
Tayfunun ekinleri harap ettiği günü asla unutmayacağım.
- We will never forget the day the typhoon ruined the crops.
Harap kale şimdi restorasyon altında.
- The ruined castle is now under restoration.