simple past tense and past participle of reserve

listen to the pronunciation of simple past tense and past participle of reserve
English - Turkish

Definition of simple past tense and past participle of reserve in English Turkish dictionary

reserved
{s} çekingen

Ben Tom'u çok çekingen buldum. - I found Tom very reserved.

Arkadaşlarım, çok çekingen olduğumu söylerler iken; ailem ise hep, çok sıkıcı olduğumu iddia eder. - My friends always say I'm too reserved, but my family always says I'm too boring.

reserved
saklı
reserved
mahfuzdur
reserved
saklanılmış
simple past tense
(Dilbilim) geçmiş zaman
reserved
ayırtılmış

Tüm koltuklar ayırtılmış. - All the seats are reserved.

reserved
{f} ayır

Acil durumlar için bir sürü yiyecek ayırdık. - We have reserved a lot of food for emergencies.

Parti için sandalyeler ayırtıldı. - The seats were reserved for the party.

reserved
yedek
simple past tense
-di'li geçmiş zaman
reserved
{s} tutulmuş
reserved
{s} rezerve edilmiş
reserved
ağzı slkı
reserved
başka zaman veya muayyen bir kimse için saklanılmış
reserved
{s} içine kapanık

Bill oldukça içine kapanıktır. - Bill is quite reserved.

reserved
ayrılmış/çekingen
reserved
(sıfat) ayırtılmış, ayrılmış, tutulmuş, rezerve edilmiş, ağzı sıkı, sessiz, içine kapanık, çekingen
reserved
{s} ayrılmış

Ayrıcalık özel olarak kadın için ayrılmıştır. - The privilege is reserved exclusively for women.

Bu koltuklar yaşlı insanlar için ayrılmıştır. - These seats are reserved for old people.

reserved
{s} ağzı sıkı

Tom ağzı sıkı, değil mi? - Tom is reserved, isn't he?

Tom oldukça ağzı sıkı, değil mi? - Tom is quite reserved, isn't he?

English - English
reserved
simple past tense and past participle of reserve
Favorites