Ben Tom'u çok çekingen buldum.
- I found Tom very reserved.
Tom utangaç ve çekingen bir genç adamdır.
- Tom is a shy and reserved young man.
Tüm koltuklar ayırtılmış.
- All the seats are reserved.
Acil durumlar için bir sürü yiyecek ayırdık.
- We have reserved a lot of food for emergencies.
Parti için sandalyeler ayırtıldı.
- The seats were reserved for the party.
Bill oldukça içine kapanıktır.
- Bill is quite reserved.
Ayrıcalık özel olarak kadın için ayrılmıştır.
- The privilege is reserved exclusively for women.
Bu tablo ayrılmıştır.
- This table is reserved.
Tom ağzı sıkı, değil mi?
- Tom is reserved, isn't he?
Tom oldukça ağzı sıkı, değil mi?
- Tom is quite reserved, isn't he?