Geminin bir işaretli listesi vardı.
- The ship had a marked list.
Bu oyun kartları işaretlidir.
- These playing cards are marked.
Tom bir cümleyi sarı bir fosforlu kalemle işaretledi.
- Tom marked a sentence with a yellow highlighter.
Takvimimde doğum gününü işaretledim.
- I marked your birthday on my calendar.
Muhalefet daha belirgin oluyor.
- Opposition is becoming more marked.
Hayat belirgin şekilde gelişti.
- Life has improved markedly.