simple past tense and past participle of live

listen to the pronunciation of simple past tense and past participle of live
English - Turkish

Definition of simple past tense and past participle of live in English Turkish dictionary

lived
yaşamış

O şu ana kadar yaşamış büyük bir müzisyendir. - He is as great a musician as ever lived.

Beethoven'ın şimdiye kadar yaşamış olanlar kadar büyük bir besteci olduğunu düşünüyorum. - I think Beethoven is as great a composer as ever lived.

lived
yaşayan

Refah içinde yaşayan insanları küçümsedi. - He despised those who lived on welfare.

Tokyo banliyölerinde yaşayan ebeveynlerim ve küçük erkek kardeşim büyük bir depremde öldüler. - My parents and little brother, who lived in the suburbs of Tokyo, died in the big earthquake.

simple past tense
(Dilbilim) geçmiş zaman
simple past tense
-di'li geçmiş zaman
lived
yaşadı

On yaşına gelene kadar Hiroshima'da yaşadı. - She had lived in Hiroshima until she was ten.

O, ona nerede yaşadığını sordu. - She asked him where he lived.

English - English
lived
simple past tense and past participle of live
Favorites