Onun istenilenden çok farklı bir etkisi vardı.
- It had an effect very different from the one intended.
Sanırım bu sizin için tasarlanmış.
- I think this was intended for you.
Bu benim için mi tasarlanmış?
- Is this intended for me?
Bu ders kitabı yabancı öğrencilere yöneliktir.
- This textbook is intended for foreign students.
Genç insanlara yönelik kitaplar iyi satacaktır.
- Books intended for young people will sell well.
O geçen sene Napoli'yi ziyaret etmeyi planlamıştı.
- He intended to have visited Naples last year.
Şimdiye kadar ev ödevimi bitirtmeyi planlamıştım.
- I'd intended to have my homework finished by now.