simple past tense and past participle of extend

listen to the pronunciation of simple past tense and past participle of extend
English - Turkish

Definition of simple past tense and past participle of extend in English Turkish dictionary

extended
{s} geniş

Asla genişletilmiş garantiler almayın. - Never buy extended warranties.

Seyahatimi Sendai'den Aomori'ye kadar genişlettim. - From Sendai I extended my journey to Aomori.

extended
(İnşaat) uzatılmış
extended
dışarıda
extended
uzamış
extended
(Havacılık) açık
extended
(Havacılık) açılmış
simple past tense
(Dilbilim) geçmiş zaman
extended
temdit edilmiş
extended
süresi uzatılmış
extended
{f} uzat

Işıl ışıl gülümseyen anne, bebeğine elini uzattı. - The mother extended her hand to her baby, smiling brightly.

Kalışını beş gün uzattı. - She extended her stay by five days.

simple past tense
-di'li geçmiş zaman
extended
Kapsamlı, uzatılmış, uzamış, uzun, genişletilmiş, yayılmış, geniş, büyük
extended
genişletilmiş

DVD silinmiş ve genişletilmiş sahneler içeriyor. - The DVD contains deleted and extended scenes.

Asla genişletilmiş garantiler almayın. - Never buy extended warranties.

extended
{s} büyük
extended
{s} büyütülmüş
extended
{f} genişlet: adj.genişletilmiş
extended
{s} uzun

Kiralama süresi kararlaştırılan süreden daha uzun ise, bir orantılı kira hesaplanacaktır. - If the rental period is extended beyond the agreed period, it shall be calculated a prorated rent.

extended
{s} uzatılan
extended
{s} uzayan
extended
(sıfat) uzatılan, uzayan, uzun, büyütülmüş, genişletilmiş, yayılmış, geniş, büyük
extended
{f} uzat: adj.uzatılmış
English - English
extended
simple past tense and past participle of extend
Favorites