Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
English - Turkish
Definition of simple past tense and past participle of enlighten in English Turkish dictionary
- enlightened
- entelektüel
- enlightened
- {s} aydın (kimse)
- enlightened
- alim
- enlightened
- arif
- enlightened
- öğrenmiş
- enlightened
- çok okumuş
- simple past tense
- (Dilbilim) geçmiş zaman
- enlightened
- {f} öğret
- enlightened
- bilgili
- enlightened
- aydınlatılmış
- enlightened
- okumuş
- simple past tense
- -di'li geçmiş zaman
- enlightened
- (Mukavele) aydın, bilgi edinmiş
- enlightened
- {s} aydın
Yüzü mutluluktan aydınlandı.
-Her face was enlightened by happiness.
Filozoflar tarafından aydınlatılmamış bir toplum şarlatanlar tarafından aptal yerine konulurlar.
-Any society not enlightened by philosophers is fooled by quacks.
- enlightened
- {s} açık fikirli
- enlightened
- aydınlık
- enlightened
- aydınlat
Filozoflar tarafından aydınlatılmamış bir toplum şarlatanlar tarafından aptal yerine konulurlar.
-Any society not enlightened by philosophers is fooled by quacks.
- enlightened
- {s} kültürlü
Related Terms
English - English
Definition of simple past tense and past participle of enlighten in English English dictionary
- enlightened
simple past tense and past participle of enlighten
Hyphenation
sim·ple past tense and past par·ti·ci·ple of en·light·enPronunciation
Resimler
History
Favorites