English - Turkish
Definition of simple past tense and past participle of curse in English Turkish dictionary
- cursed
- {s} lanetli
Fadıl'ın ailesi lanetli gibi görünüyordu.
-Fadil's family seemed to be cursed.
Fadıl ve Leyla lanetli görünüyordu.
-Fadil and Layla seemed cursed.
- cursed
- lanetlenmiş
- cursed
- nalet
- cursed
- kör olasıca
- cursed
- körolası
- simple past tense
- (Dilbilim) geçmiş zaman
- cursed
- {f} beddua et
- simple past tense
- -di'li geçmiş zaman
- cursed
- beddua et(mek)
- cursed
- Lanet olası, lanetli, Allah'ın belâsı, mel'un, kahrolası, tâlihsiz
- cursed
- {s} lanet olası
- cursed
- lanet et
- cursed
- {s} kahrolası
Kahrolası savaşı ilk icat eden oydu.
-Cursed be he that first invented war.
- cursed
- {s} huysuz
- cursed
- {s} tâlihsiz
- cursed
- lanet
Tom dikkatsizliği için kendini lanetledi.
-Tom cursed himself for his carelessness.
Cadı zavallı küçük kızı lanetledi.
-The witch cursed the poor little girl.
- cursed
- {s} melun
- cursed
- {s} allah'ın belâsı
Related Terms
English - English
Definition of simple past tense and past participle of curse in English English dictionary
- cursed
simple past tense and past participle of curse
Hyphenation
sim·ple past tense and past par·ti·ci·ple of cursePronunciation
Resimler
Favorites