simple past tense and past participle of complicate

listen to the pronunciation of simple past tense and past participle of complicate
English - Turkish

Definition of simple past tense and past participle of complicate in English Turkish dictionary

complicated
{s} komplike
complicated
karışık

Hiç de karışık değil. - It isn't complicated at all.

Seninle görüşmek istediğim karışık bir sorunum var. - I have a complicated matter I want to discuss with you.

complicated
{s} çetrefilli

Ne zaman bu kadar çetrefilli oldu? - When did it get so complicated?

complicated
(Tıp) Karmaşık yapı gösteren, çözümü güç, girift
complicated
çözülmesi güç
complicated
anlaşılması güç
complicated
muğlak

Herkesin hayatı muğlak. - Everybody's life is complicated.

simple past tense
(Dilbilim) geçmiş zaman
complicated
zor

İnternet çağında aşk bulmak zordur. - Finding love in the Internet age is complicated.

Bu o kadar karmaşık olmak zorunda değil. - It doesn't have to be that complicated.

simple past tense
-di'li geçmiş zaman
complicated
{f} karmaşiklaştir
complicated
karıştır/güçleştir
complicated
{s} anlaşılmaz
complicated
{s} karmaşık; çetrefil, çapraşık, anlaşılması güç, çözülmesi güç
complicated
{f} karmaşıklaştır: adj.karm
complicated
{s} dallı budaklı (Argo)
complicated
{s} anlaşılması zor

Bu anlaşılması zor bir hikaye. - It's a complicated story.

complicated
(Tıp) Üzerine diğer hastalık veya bozukluğun eklendiği (hastalık), diğer hastalık veya bozukluklarla bir arada bulunan (hastalık)
complicated
{f} güçleştir: adj.karmaşık
complicated
(sıfat) karışık, karmaşık, anlaşılması zor; dallı budaklı (Argo), çapraşık, komplike, anlaşılmaz, çetrefilli
English - English
complicated

The process of fixing the car engine was complicated by the lack of tools.

simple past tense and past participle of complicate
Favorites