Hiç de karışık değil.
- It isn't complicated at all.
Seninle görüşmek istediğim karışık bir sorunum var.
- I have a complicated matter I want to discuss with you.
Ne zaman bu kadar çetrefilli oldu?
- When did it get so complicated?
Herkesin hayatı muğlak.
- Everybody's life is complicated.
İnternet çağında aşk bulmak zordur.
- Finding love in the Internet age is complicated.
Bu o kadar karmaşık olmak zorunda değil.
- It doesn't have to be that complicated.
Bu anlaşılması zor bir hikaye.
- It's a complicated story.
The process of fixing the car engine was complicated by the lack of tools.