simple past tense and past participle of age

listen to the pronunciation of simple past tense and past participle of age
English - Turkish

Definition of simple past tense and past participle of age in English Turkish dictionary

simple past tense
(Dilbilim) geçmiş zaman
aged
çok yaşlı
aged
ihtiyar
aged
{f} yaşlan

Bakım onu çabuk yaşlandırdı. - Care aged him quickly.

Tom biraz yaşlanmadı. - Tom hasn't aged one bit.

simple past tense
-di'li geçmiş zaman
aged
Eskimiş, eskitilmiş
aged
{s} (ey'cîd) yıllanmış; eski
aged
{s} (eycd) yaşında: a girl aged four dört yaşında bir kız
aged
(sıfat) yaşında, yaşlı, ihtiyar, yıllanmış, kocamış
aged
{s} yaşında

Fadıl, 76 yaşında doğal nedenlerden dolayı hapishanede öldü. - Fadil died in prison, aged 76, of natural causes.

O, on yedi yaşındadır. - She is aged seventeen.

aged
{s} (ey'cîd) yaşlı, ihtiyar
aged
{s} kocamış
aged
{s} yıllanmış
aged
yıllanmış/yaşça/yaşlı
English - English
aged
simple past tense and past participle of age
Favorites