Ken ile gidiyorum. O, serin, nazik ve akıllı. Dahası, o bekar!
- I'm going with Ken. He is cool, gentle and smart. What's more, he is single!
Tom ve Mary her ikisi de hâlâ bekar.
- Tom and Mary are both still single.
Japonya'da neredeyse tüm yollar tek şerittir.
- In Japan almost all roads are single lane.
Tek bir kelime bile etmeden ayrıldı.
- She left without saying even a single word.
Benim tek bir düşmanım yok.
- I don't have a single enemy.
Tek bir kelime bile etmeden ayrıldı.
- She left without saying even a single word.
Tanrı, dünyayı gerçekten tek bir günde mi yarattı?
- Did God really create the earth in a single day?
Tek bir kelime bile etmeden ayrıldı.
- She left without saying even a single word.
Tek kişilik oda istiyor musunuz?
- Do you want a single room?
Tek kişilik oda rezervasyonu yaptırmak istiyorum.
- I'd like to reserve a single room.
Tek kişilik banyolu ada, lütfen.
- A single room with bath, please.
Duşlu tek kişilik bir oda istiyorum, lütfen.
- I'd like a single with a shower, please.
Therefore, when thyne eye is single: then is all thy boddy full off light. Butt if thyne eye be evyll: then shall all thy body be full of darknes?.