Tom told me that he thought Mary was uninsured.
- Tom bana Mary'nin sigortasız olduğunu düşündüğünü söyledi.
Too many people are uninsured.
- Çok fazla insan sigortasızdır.
Why don't you mend that fuse?
- Niçin o sigortayı tamir etmiyorsun?
The short circuit blew a fuse.
- Kısa devre bir sigortayı patlattı.
Can I use my medical insurance?
- Sağlık sigortamı kullanabilir miyim?
Tom and Mary were plotting to kill Tom's father for the life insurance.
- Tom ve Marry hayat sigortası için Tom'un babasını öldürmek amacıyla kumpas kuruyorlardı.
He insured his house against fire.
- O evini yangına karşı sigortaladı.
I'd like to insure this, please.
- Bunu sigortalamak istiyorum, lütfen.
My house is covered by insurance.
- Benim evim sigortalıdır.
This insurance covers everything.
- Bu sigorta her şeyi kapsar.