We must've blown a fuse.
- Sigortayı attırmış olmalıyız.
Tom certainly has a short fuse.
- Kesinlikle Tom'un sigortası atmış.
We sued the insurance company because it violated the terms of our policy.
- Biz sigorta şirketine poliçemizin şartlarını ihlal ettiği için dava açtık.
Can I use my medical insurance?
- Sağlık sigortamı kullanabilir miyim?
He insured himself for a rainy day.
- O kötü bir gün için kendini sigortalattı.
I'd like to insure this, please.
- Bunu sigortalamak istiyorum, lütfen.
My house is covered by insurance.
- Benim evim sigortalıdır.
I think insurance will cover it.
- Sanırım sigorta bunu karşılar.