Tom certainly has a short fuse.
- Kesinlikle Tom'un sigortası atmış.
We must've blown a fuse.
- Sigortayı attırmış olmalıyız.
Can I use my medical insurance?
- Sağlık sigortamı kullanabilir miyim?
Tom called the insurance company to report that his car had been stolen.
- Tom arabasının çalındığını bildirmek için sigorta şirketini aradı.
He insured his house against fire.
- O evini yangına karşı sigortaladı.
I'd like to insure this, please.
- Bunu sigortalamak istiyorum, lütfen.
The insurance covers everything here.
- Sigorta buradaki her şeyi kapsar.
Tom is no longer covered by his parents' health insurance.
- Tom artık ebeveynlerinin sağlık sigortası kapsamında değil.
I would like to insure this package.
- Bu koliyi sigorta ettirmek istiyorum.
You pay 10,000 yen a month as an insurance premium.
- Sen sigorta primi olarak ayda 10.000 yen ödüyorsun.