English - Turkish
Definition of sich geneigt in English Turkish dictionary
- fallen
- düşen
Düşen bir ağaç tarafından hareketsiz kaldı.
-He was pinned down by a fallen tree.
Düşen kayalar yolu kapattı.
-Fallen rocks blocked the road.
- canted
- eğimli
- fallen
- düşmüş
Bahçe düşmüş yapraklarla kaplıydı.
-The garden was covered with fallen leaves.
Düşmüş bir ağaç patikayı kapadı.
-A fallen tree blocked the path.
- fallen
- fethedilmiş
- fallen
- şehit
- fallen
- düşkün
- fallen
- {f} düş
Düşmüş bir kaya onun yolunu kapadı.
-A fallen rock barred his way.
Eğer onu kolundan yakalamasaydı, göletin içine düşmüş olacaktı.
-She would have fallen into the pond if he had not caught her by the arm.
- fallen
- günahkâr
- canted
- eğil
- fallen
- {s} yeryüzüne inmiş
- fallen
- {s} kötü yola düşmüş
- fallen
- {s} ele geçirilmiş
- fallen
- {s} düşük
- fallen
- f., bak. fall
- fallen
- fall düş
- fallen
- {s} şehit düşmüş