sich ausbreitend

listen to the pronunciation of sich ausbreitend
English - Turkish

Definition of sich ausbreitend in English Turkish dictionary

spreading
yayılma

O, söylentinin yayılmasını engellemeye çalıştı. - She tried to prevent the rumor from spreading.

Bu önlemler hastalığın yayılmasını önleyebilir. - These measures can prevent the disease from spreading.

spreading
neşir
spreading
{i} yayılan
spreading
{f} yay

Bu haberi kim yayıyor olabilir? - Who could be spreading that news?

O bilgiyi muhtemelen kim yayıyor? - Who is likely to be spreading that information?

propagating
propaganda
spreading
yayarak
spreading
(matbaacılık) baskıda iki renk üst üste gelince aradaki renk ayrımını gidermek için bu iki rengi üst üste basma prosedürü için kullanılan terim
spreading
(Tıp) Yayma, sürme, kan, salgı v.b. numuneyi lam üzerine ince tabaka halinde yayma
spreading
(Tıp) Hastalığın bir kimseden diğerkimselere yayılması
spreading
{i} püskürtme
spreading
{i} açma
spreading
dağıtan
spreading
{f} yay: pre
spreading
{i} serpme
spreading
{i} açılma
spreading
(Tıp) Bakteri kültüründe çevreye doğru yayılma görülmesi, bakteri kolonisinin ekim bölgesi dışına taşması
spreading
{f} yay: prep.yayarak
spreading
(isim) yayma, serpme, açma, açılma, germe
German - English
distending
laying distended
spreading
propagating
proliferating
sich aggressiv ausbreitend
invasive
sich ausbreitend
Favorites