İki leydi birbirine gülümsedi.
- The two ladies smiled at each other.
Tom ve Mary birbirine çok yakın.
- Tom and Mary are very close to each other.
O yalnızken kendini her zaman müzikle rahatlattı.
- She always comforted herself with music when she was lonely.
O kendini daha uzun göstermek için yüksek topuklu ayakkabılar giyiyor.
- She wears high heels to make herself look taller.
O, hastaneye götürüldüğünde kendine geldi.
- She came to herself when she was taken to the hospital.
Oraya bizzat gitmesine gerek yok.
- She doesn't need to go there herself.
Bizzat gitmesi gerekli.
- It's necessary for her to go herself.
Japonya ve Çin, pek çok yönden birbirinden farklıdır.
- Japan and China differ from each other in many ways.
Küçük kız kardeşim ve ben çok fazla kovalamaca oynardık. Birbirimizi kovalardık ve kovalayan kişi kovalanana dokunmaya çalışır ve ona Sen ebesin! diye seslenirdi.
- My little sister and I used to play tag a lot. We would chase each other, and the one chasing would try to tag the one being chased and yell: You're it!
John ve Mary birbirini seviyordu.
- John and Mary loved each other.
Birbirinizi tanıyor musunuz?
- Do you know each other?
Onlar asla birbirlerini tekrar görmeyeceklerdi.
- They were never to see each other again.
Sanki yıllarca birbirlerini görmemişler gibi İki insan yürekten tokalaşıyorlardı.
- The two people were shaking hands heartily as if they had not seen each other for years.
Ben, o kızın kendisine yeni bir görünüm vermek için saçını kestiğini düşünüyorum.
- I think that girl cut her hair to give herself a new look.
Kendisini ateşle ısıttı.
- She warmed herself by the fire.
Biz birbirimizi tanımıyoruz.
- We don't know each other.
Ne zaman tekrar birbirimizi görebiliriz?
- When can we see each other again?
Emi kendine yeni bir elbise ısmarladı.
- Emi ordered herself a new dress.
O, kendine iyi bir yemek pişirdi.
- She cooked herself a good meal.
O kendi kendine mırıldanıyor.
- She is muttering to herself.
Bunu bir daha asla yapmayacağına dair kendi kendine söz verdi.
- She pledged herself never to do it again.
She killed herself yesterday.
- Sie brachte sich gestern um.
Betty cannot keep any secret to herself for a long time.
- Betty kann kein Geheimnis lange für sich behalten.