Matthew utanarak Bu senin için bir Noel hediyesi, Anne dedi.
- That's a Christmas present for you, Anne, said Matthew shyly.
O, ona utanarak baktı.
- She glanced shyly at him.
Utangaç erkek çocuğu onun varlığında tamamen sıkıldı.
- The shy boy was utterly embarrassed in her presence.
Utangaç öğrenci cevabını mırıldandı.
- The shy pupil murmured his answer.
Tom utangaç ve çekingen bir genç adamdır.
- Tom is a shy and reserved young man.
Tom çekingen ve yalnız bir oğlandır.
- Tom is a shy and lonely boy.
Tom'un sincabı hiç ürkek değil. Hatta o burnumun dibinden fındık çaldı.
- Tom's squirrel is not shy at all. He even stole nuts from right under my nose!
Tom gerçekten utangaç ve ürkekti.
- Tom was really shy and nervous.
Bu sincap ürkek değil.
- This squirrel is not shy.
Tom gerçekten utangaç ve ürkekti.
- Tom was really shy and nervous.
a shy bird.
I shy away from investment opportunities I don't understand.