Tom gelecek vaadeden genç bir adamdır.
- Tom is a promising young man.
Tom gelecek vaadeden bir öğrenci.
- Tom is a promising student.
O bize hiçbir şey için söz vermiyor.
- He's promising us nothing.
Bunu söz verdiğimi hatırlamıyorum.
- I don't remember promising that.
O, çok umut verici genç bir adamdır.
- He's a very promising young man.
O, umut verici genç bir adamdır.
- He is a promising young man.
O oldukça ümit verici görünüyor, değil mi?
- That sounds quite promising, doesn't it?
O geleceği parlak bir öğrenci.
- She is a promising pupil.
O geleceği parlak bir genç.
- He is a promising youth.