Tom kendi eksikliklerinden bile bahsetmeye korkmuyordu.
- Tom was never afraid even to talk about his own shortcomings.
Eksikliklerimizin farkında olmalıyız.
- We should be conscious of our shortcomings.
İnsan ırkının en büyük eksikliği üstel işlevi anlamak için bizim yetersizliğimizdir.
- The greatest shortcoming of the human race is our inability to understand the exponential function.
Tom eksikliklerinin farkında.
- Tom is aware of his shortcomings.
Tom eksikliklerinin farkında.
- Tom is aware of his shortcomings.
Başkalarının eksikliklerine karşı çok hassasınız.
- You are too critical of others' shortcomings.
Vücut ısısı yükseliyor, nabız yükseliyor... Onun oksijen eksikliği durumu var.
- Body temperature rising, pulse rising ... he's in a state of oxygen deficiency.