Bebek tüm gece ağladı.
- The baby cried all night.
Dima bir gecede 25 adamla yattı ve sonra onları öldürdü.
- Dima slept with 25 men in one night and then killed them.
Aysız gece karanlıktı.
- It was a dark, moonless night.
O karanlıkta otururken bilgisayarında yazı yazıyor, cıvıl cıvıl öten sabah kuşlarının sesini duyuyor ve bütün gece uyumadığını fark ediyor- fakat uykusuzluk hastası hâlâ uyumayı reddediyor.
- As he sits in the dark, typing away at his computer, he hears the sound of morning birds chirping away and realizes he has been up all night - but the insomniac still refuses to sleep.
O, sabahtan akşama kadar çalıştı.
- He worked from morning till night.
O her zaman sabahtan akşama kadar çalışıyor.
- He is always working from morning till night.
Ben gece vakti çalışırım.
- I work in the nighttime.
Gece vakti bile olsa, artık sessiz ve huzurlu değil.
- Even at nighttime, it was not quiet and peaceful any more.