Definition of she- in English Turkish dictionary
- female
- dişi
O köpek erkek mi yoksa dişi mi?
- Is that dog male or female?
Koko bir dişi gorildir.
- Koko is a female gorilla.
- female
- kadın
Erkek mi yoksa kadın bir doktoru mu tercih edersiniz?
- Do you prefer a male or female doctor?
O kadın arkadaşlık istedi.
- He wanted female companionship.
- <span class="word-self">shespan>-devil
- şirret kadın
- <span class="word-self">shespan>-ass
- dışı eşek
- <span class="word-self">shespan>-cat
- dışı kedi
- <span class="word-self">shespan>
- o
- Did <span class="word-self">shespan> hurt herself
- Bir yerini mi incitti?
- <span class="word-self">shespan>
- {i} kadın
O, yaşlı bir kadın gibi başını eğip yürüdü.
- She walked with her head down like an old woman.
455 kadından bir kadın gebeliğinin yirminci haftasına kadar hamile olduğunu fark etmez.
- One out of 455 women doesn't realize she's pregnant until the twentieth week of pregnancy.
- as much as he/<span class="word-self">shespan> likes
- dilediği kadar
- female
- dişi fiş
- female
- (Tıp) kadın cinsine mahsus
- <span class="word-self">shespan>
- dişi hayvan
- <span class="word-self">shespan>
- kendileri
O kekelemeye başladığında sınıf arkadaşları gülmekten kendilerini alamadılar.
- When she began to stutter, her classmates couldn't help laughing.
İnsanlar kendilerini korumak için sığınaklar tasarladı.
- People devised shelters in order to protect themselves.
- <span class="word-self">shespan>
- kendisi
Yeni bir araba satın alması için babasına baskı yaptığında Catherine'nin bir art niyeti vardı; O, arabayı kendisinin sürebileceğini umuyordu.
- Catherine had an ulterior motive when she urged her father to buy a new car. She hoped that she'd be able to drive it herself.
Mary gerçekten harika. O benim için harika bir yemek pişirdi ve bulaşıkları bile kendisi yıkadı.
- Mary is really great. She cooked a wonderful meal for me and even washed the dishes herself.
- <span class="word-self">shespan>'s got a heart of gold
- çok merhametli
- <span class="word-self">shespan>'s got a heart of gold
- gönlü çok zengin
- whenever he/<span class="word-self">shespan> desires
- dilediğinde
- where is <span class="word-self">shespan>?
- o nerede?
- female
- dişilere ilişkin
- <span class="word-self">shespan>
- (dişil) o
- <span class="word-self">shespan>
- (ülkeler ve taşıtlar için) o
- <span class="word-self">shespan>
- dişi
O, sınavı geçmek için canını dişine taktı.
- She made great efforts to pass the examination.
O kötü bir dişini çektirdi.
- She had a bad tooth taken out.
- <span class="word-self">shespan> bear
- dişi ayı
- <span class="word-self">shespan> goat
- dişi keçi
- He/<span class="word-self">Shespan> can stew in his/her own juice!
- k. dili Ne hali varsa görsün!
- He´s/<span class="word-self">Shespan>´s not the only fish in the sea!
- Ondan başkası yok mu bu dünyada?
- It´s a wonder <span class="word-self">shespan>´s still alive
- Onun hayatta kalması bir mucize
- <span class="word-self">Shespan> entered the director´s office with a sinking feeling
- Müdürün odasına endişe içinde girdi. Their spirits sank. Neşeleri kayboldu
- <span class="word-self">Shespan> has lots of friends
- Pek çok dostu var
- <span class="word-self">Shespan> wasn´t born yesterday!
- k. dili O kaçın kurası!/Onu kolay kolay kandıramazsın!
- <span class="word-self">Shespan>´s an excellent manager
- İşleri çok iyi çekip çeviriyor
- <span class="word-self">Shespan>´s got a heart of gold
- 1. Gönlü çok zengin. 2. Çok merhametli./Altın yürekli
- <span class="word-self">Shespan>´s on the air
- Radyoda söylüyor
- <span class="word-self">Shespan>´s pushing seventy
- k. dili Yaşı yetmişe dayandı
- is <span class="word-self">shespan>
- O
- <span class="word-self">shespan> bear
- o ayı
- <span class="word-self">shespan> doesnt care a hang.
- o gelir tırıs taşımıyor
- <span class="word-self">shespan> drank
- diye içti
- <span class="word-self">shespan> fell on his neck.
- onun boynuna
- <span class="word-self">shespan> flatly denied.
- diye kesin bir dille yalanladı
- <span class="word-self">shespan> o; o
- (ülkeler ve taşıtlar için) (dişil) dışı
- <span class="word-self">shespan> s
- diye s
- <span class="word-self">shespan> wolf
- dışı kurt
- <span class="word-self">shespan> wont
- o alışkanlık
- that's what <span class="word-self">shespan> said
- da öyle derdi
- what is <span class="word-self">shespan> like
- nasıl birisi
- what the hell does <span class="word-self">shespan> want?
- o istemek ne halt nedir?
- who is <span class="word-self">shespan>
- Kim olduğunu
- who is <span class="word-self">shespan>
- o (bayan) kim
- He/<span class="word-self">Shespan> can stew in
- {k} Ne hali varsa görsün!
- <span class="word-self">Shespan> entered the
- Müdürün odasına endişe içinde girdi. Their spirits sank. Neşeleri kayboldu
- <span class="word-self">Shespan> has lots of
- Pek çok dostu var
- <span class="word-self">Shespan> is herself again
- Kendine geldi
- <span class="word-self">Shespan> is sixty if a day
- En aşağı altmış yaşında olmalı
- <span class="word-self">Shespan> said it herself
- Bizzat kendisi söyledi
- <span class="word-self">Shespan> wasn't born
- {k} O kaçın kurası!/Onu kolay kolay kandıramazsın!
- <span class="word-self">Shespan>'s a hoot
- {k} Çok matrak biri o
- <span class="word-self">Shespan>'s a riot
- {k} O bir âlem!/Çok matrak biri o!
- <span class="word-self">Shespan>'s an excellent
- İşleri çok iyi çekip çeviriyor
- <span class="word-self">Shespan>'s got a heart of
- Gönlü çok zengin
- <span class="word-self">Shespan>'s got a heart of
- Çok merhametli./Altın yürekli
- <span class="word-self">Shespan>'s on the air
- Radyoda söylüyor. She's pushing seventy. k.dili. Yaşı yetmişe dayandı
- female
- {s} dişil
Sıcak havalarda sadece erkek yavru doğuran timsahın da doğuracak dişiler olmayacağı için nesli tükenebilir.
- The crocodile, which produces only male young in hotter weather, might die out too because there will be no females to breed.
Tavus kuşunun güzel kuyruğu dişilerin ilgisini çekmeye yardım eder.
- The peacock's beautiful tail helps it attract females.
- female
- s., i. dişi
- female
- dişi hayvan veya bitki
- female
- dişi dişil kadın cinsine mahsus
- female
- {s} kadınlara ait
- female
- {i} kız
1990'dan beri on bir kız öğrenci ödül aldı.
- Since 1990, eleven female students received the award.
O kız öğrenci Amerikalıdır.
- That female student is American.
- female
- {i} dişi canlı
- how can i say that <span class="word-self">shespan> is dead
- nasıl söylerim öldüğünü
- how can i say that <span class="word-self">shespan> is dead
- öldüğünü nasıl söylerim
- how old is <span class="word-self">shespan>
- kaç yaşında (kadın)
- it's a wonder <span class="word-self">shespan>'s
- Onun hayatta kalması bir mucize
- <span class="word-self">shespan>
- (isim) kadın
- <span class="word-self">shespan>
- {z} dişil o
- <span class="word-self">shespan>
- she bear dişi ayı
- <span class="word-self">shespan>
- {s} dişi: she-goat keçi
- <span class="word-self">shespan> can't take a joke
- şakadan anlamaz
- <span class="word-self">shespan> can't take a joke
- şaka kaldırmaz
- <span class="word-self">shespan> devil
- dişi şeytan
- <span class="word-self">shespan> dog
- dişi köpek
- <span class="word-self">shespan> is nine months gone
- dokuz aylık gebe
- <span class="word-self">shespan> is seriously injured
- o ağır yaralı
- <span class="word-self">shespan> let herself go
- açtı ağzını yumdu gözünü
- <span class="word-self">shespan>'d
- {k} she would
- <span class="word-self">shespan>'d
- {k} she had
- <span class="word-self">shespan>'ll
- {k} she will
- <span class="word-self">shespan>'s
- {k} she has
- <span class="word-self">shespan>'s
- {k} she is
- <span class="word-self">shespan>'s not beautiful at all.
- ahım şahım bir kız değil
- such as he/<span class="word-self">shespan>/it is
- Küçümseme belirtir: The doctors, such as they were, had never heard of ether. Hekim geçinenlerin lokmanruhundan haberi bile yoktu. My ideas