Sanırım bir sürü ortak noktamız var.
- I think we have a lot in common.
Hiç ortak noktamız yok.
- We have nothing at all in common.
Onlar, ikiz olmalarına rağmen, çok sayıda ortak ilgileri yok.
- Though they're twins, they don't have many interests in common.
Tom ve Mary'nin ortak bir şeyi yok.
- Tom and Mary have nothing in common.
Buna müştereken sahibiz.
- We have that in common.
Tom ve Mary'nin müştereken şaşırtıcı bir şeyi var.
- Tom and Mary have something surprising in common.
Bizim ortak çok şeyimiz var: hobiler, öğretim durumu, ve benzeri.
- We have many things in common: hobbies, educational background, and so on.
Buna müştereken sahibiz.
- We have that in common.
Tom ve Mary'nin müştereken şaşırtıcı bir şeyi var.
- Tom and Mary have something surprising in common.
My cousin and I have a grandfather and grandmother in common.