Benim ideal kadınım, düzgün, akıllı ve çok dillidir.
- My ideal woman is shapely, intelligent and a polyglot.
İşler biçimlenmeye başlıyor.
- Things are starting to take shape.
Kazlar V biçiminde uçarlar.
- Geese fly in a V shape.
Eski ev kötü bir şekildeydi.
- The old house was in bad shape.
Kedilerin şekil değiştirebildikleri söylenilmektedir.
- It is said that cats can change shape.
Siz benden daha çok formdasınız.
- You're in better shape than I am.
Formda olmak çaba gerektirir.
- Being in good shape takes effort.
Gecenin ortasında uyandım ve yatağımda garip, korkunç bir hayalet gördüm.
- I woke up in the middle of the night and saw a strange, scary shape on my bed.
Müzik öfkeye ses, eğlenceye şekil verir.
- Music gives sound to fury, shape to joy.
O gerçekten iyi durumda.
- He's really in good shape.
Diş etleriniz kötü durumda.
- Your gums are in bad shape.
Gecenin ortasında uyandım ve yatağımda garip, korkunç bir hayalet gördüm.
- I woke up in the middle of the night and saw a strange, scary shape on my bed.
Kolu bir ördeğin kafası gibi şekillendirilmiş.
- The handle is shaped like a duck's head.
Dil, düşündüğümüz şeyi şekillendirme gücüne sahiptir.
- Language has the power to shape the way we think.
The professor never pretended to the academic prerogative of forcing his students into his own channels of reasoning; he entered into and helped shape the discussion but above all he made his men learn to think for themselves and rely upon their own intellectual judgments.
The used bookshop wouldn't offer much due to the poor shape of the book.
He cut a square shape out of the cake.
We exercise to keep in good physical shape.