shall not avoid, but shall be the subject of compensation

listen to the pronunciation of shall not avoid, but shall be the subject of compensation
English - Turkish

Definition of shall not avoid, but shall be the subject of compensation in English Turkish dictionary

compensation
tazminat

Yaralanması için tazminat olarak büyük bir miktar para aldı. - He received a large sum of money in compensation for his injury.

Hasarlı bagaj için hiç tazminat aldın mı? - Did you receive any compensation for the damaged luggage?

compensation
{i} tazminat parası, tazminat
compensation
(Avrupa Birliği) tazminat,telafi
compensation
(İnşaat) telafi, düzeltme
compensation
(Tıp) Sistemler veya organlarda bir bölümün çalışması bozulduğu zaman diğer bir bölümün fazla çalışarak onun işini üzerine alması, kompansasyon
compensation
{i} bedel

O hizmeti için hiçbir bedel almadı. - He received no compensation for his service.

compensation
(Mukavele) tazmin, telafi; karşılık
compensation
mükafat
compensation
(Ticaret) ödenek
compensation
(Tıp) kompensasyon
compensation
(Denizbilim) denkleme dengeleme
compensation
(Mekanik) denkleştirme
compensation
(Politika, Siyaset) telâfi
compensation
(Ticaret) ödenen para
compensation
karşılık
compensation
tazminat/telafi
compensation
{i} taviz
compensation
karşılık,telafi
compensation
{i} ödün
English - English
compensation
shall not avoid, but shall be the subject of compensation
Favorites