O, hastalığından sonra, eski halinin sadece bir gölgesidir.
- After her sickness, she's only a shadow of her former self.
Onun duvardaki gölgesi üzgün görünüyordu.
- His shadow on the wall looked sad.
Kendilerini gölgelerde sakladılar.
- They hid themselves in the shadows.
Kim gölgelerde pusuda bekliyor?
- Who is lurking in the shadows?
Hayaletlerin gölgeleri var mı?
- Do ghosts have shadows?