O benim için bir elbise dikti.
- He sewed a dress for me.
O, ceketine bir düğme dikti.
- She sewed a button on her coat.
Bu yalnız hasta dikiş dikmekten zevk alır.
- This lonely patient takes pleasure from sewing.
Odada dikiş dikmek için yeterli ışık yok.
- There's not enough light in this room for sewing.
Yalnız hasta dikiş dikmekten zevk alıyor.
- The lonely patient derives pleasure from sewing.
Odada dikiş dikmek için yeterli ışık yok.
- There's not enough light in this room for sewing.
Annem bana dikiş makinesini verdi.
- My mother gave me her sewing machine.
Annem dikiş işleriyle meşguldü.
- Mom was busy with her sewing.
Balls were first made of grass or leaves held together by strings, and later of pieces of animal skin sewn together and stuffed with feathers or hay.