seviye

listen to the pronunciation of seviye
Turkish - English
level

Tom was worried that his cholesterol level might be a little high. - Tom kolesterol seviyesinin biraz yüksek olabileceğinden endişeliydi.

This year unemployment will reach record levels. - Bu yıl işsizlik rekor seviyelere ulaşacak.

liquid
rating
elevation
bevel
pitch
range
level, plane
level düzey
equality
standard
plane
grade

I made efforts to improve my grades. - Seviyemi yükseltmek için çaba sarfettim.

If you just work hard, your grades will improve a lot. - Sadece sıkı çalışırsanız, seviyeleriniz çok gelişecek.

level, standing, footing
layer
horizon
seviye belirleme sınavı
(Eğitim) placement test
seviye birimi
(Televizyon) decibel
seviye daralt
(Bilgisayar) collapse
seviye değişimi
(Çevre) level change
seviye göstergesi
level gauge
seviye işareti
bench mark
seviye kontrolörü
level controller
seviye sensörü
level sensor
seviye tespit
(Eğitim) placement
seviye ölçümü
level measurement
seviye tespit sınavı
Placement exam/test

You can take the placement exam and start your study from an appropriate level.

seviye tespit sınavı
Level test
seviye anahtarı
level breaker
seviye bağıntı eğrileri
stage relation curves
seviye dengeleme güzergahı
(Çevre) leveling route
seviye dengeleyici
(Elektrik, Elektronik,Teknik) level compensator
seviye deşarj münasebeti
stage discharge relation
seviye düzenlenmesi
level regulation
seviye düzenlenmesi
regulation of level
seviye düzenleyicisi
level regulator
seviye farklı
difference in elevation
seviye farkı
level difference
seviye genişlet
(Bilgisayar) expand an outline
seviye görüş camı
level sight glass
seviye göstergesi
level indicator
seviye göstergesi musluğu
gauge cock
seviye göstergesi musluğu
water-gauge cock
seviye gösterme borusu
level indicating pipe
seviye işaretleyicisi
level marker
seviye kontrol yapısı
level check structure
seviye koruması
level guard
seviye regülatörü
level regulator
seviye rölesi
level relay
seviye tanım yöntemi
(Ticaret) grade description method
seviye uyarıcısı
level warner
seviye valfi
level valve
seviye çizgisi
(Otomotiv) specified line
seviye çubuğu
grade bar
seviye çubuğu
dipstick
seviye çubuğu işareti
(Otomotiv) dipstick marking
seviye çubuğu tüpü
dipstick tube
seviye ölçü aleti
level measuring set
seviye ölçü aygıtı
level measuring set
seviye şişesi
leveling bottle
birinci seviye
first level
ileri seviye
advanced level of
ortalama seviye
least common denominator
iyi seviye
good level
aktif seviye
active level
birlik seviye kodu
(Askeri) unit level code
doruk seviye
(Çevre) summit level
en düşük seviye
all time low
en yüksek seviye
all time high
gel-git seviye farkı
(Askeri) tidal difference
hoper seviye dedektörü
hopper-level dedector
normal seviye
normal level
perakende seviye
(Telekom) retail level
uluslar arası seviye
(Hukuk) international level
Turkish - Turkish
Düzey: "Eski güzel sakalını bile birkaç günlük uzunca bir tıraş seviyesine indirmiştir."- R. N. Güntekin
Düzey
English - Turkish

Definition of seviye in English Turkish dictionary

seviye tespit sınavı
level determining exam
seviye
Favorites