She watched the birds intently and joyfully.
- Kuşları dikkatle ve sevinçle izledi.
Good boys go gladly to school.
- İyi çocuklar okula sevinçle giderler.
My cat is thrilled with joy when she gets fish for dinner.
- Kedi akşam yemeği için balık aldığında sevinçten heyecanlandı.
Tears of joy rained down their cheeks.
- Sevinç gözyaşları onların yanaklarından aktı.
I could not but cheer when my friend was handed the trophy.
- Arkadaşıma kupa verildiği zaman sevinçle bağırmaktan başka bir şey yapamadım.
Elizabeth was delighted.
- Elizabeth sevinçliydi.
To my great delight, he won the first prize.
- Benim için büyük sevinç, o birincilik ödülünü kazandı.
Maria's eyes lightened with pleasure.
- Mary'nin gözleri sevinçle parlıyordu.
Without the risk of pain, there can be no happiness and joy.
- Acı riski olmadan, mutluluk ve sevinç olamaz.
I'm a member of the glee club.
- Ben sevinç kulübün bir üyesiyim.
I'm absolutely elated.
- Kesinlikle sevinçliyim.
I was extremely elated.
- Ben son derece sevinçliydim.