It is a popular tourist destination.
- Orası sevilen bir turistik yerdir.
No other singer in Japan is as popular as she.
- Japonya'da onun kadar sevilen başka hiçbir şarkıcı yok.
He's a singer that's loved by everyone.
- O herkes tarafından sevilen bir şarkıcıdır.
There is no worse prison than the fear of hurting a loved one.
- Sevilen birini incitme korkusundan daha kötü bir hapishane yoktur.
I was not a lovable child.
- Sevilen bir çocuk değildim.
Life without beloved person has no sense.
- Sevilen kişi olmadan hayatın hiç anlamı yoktur.
Nothing is as beloved as what one does in vain.
- Hiçbir şey birinin boşa yaptığı kadar sevilen değildir.
I don't love you anymore.
- Artık seni sevmiyorum.
I have a friend who loves me.
- Beni seven bir arkadaşım var.
Art is loved by everybody.
- Sanat herkes tarafından sevilir.
If you want to be loved, love!
- Eğer sevilmek istiyorsan, sev!
I can't imagine loving anybody as much as Tom seems to love Mary.
- Tom'un Mary'yi seviyor göründüğü kadar çok birini sevmeyi düşünemiyorum.
There is more pleasure in loving than in being loved.
- Sevmekte sevilmekten daha fazla zevk vardır.