Onun evden kaçması babasının şiddetinden dolayıdır.
- His running away from home is due to his father's severity.
O, ciddiyet tarafında yayıldı.
- He erred on the side of severity.
Dün birkaç çocuk okuldan erken ayrılmak zorunda kaldı.
- Several boys had to leave school early yesterday.
Şiddetli bir donmanın ardından kangrenle enfekte olduktan sonra Tom'un ayağı kesilmek zorunda kaldı.
- Tom's foot had to be amputated after it had become infected with gangrene following a severe frostbite.
Dostluğumuzu kestikten sonra onun numarasını ayırdım.
- I removed her number after severing our friendship.
The severity of the offence merits a long prison sentence.
In general, little girls are fond of dolls.
- Genel olarak küçük kızlar bebekleri çok severler.
He is fond of fishing.
- O balık tutmayı sever.
I have been a lover of sports since I was young.
- Gençliğimden beri bir spor sever oldum.
I used to be a cat lover.
- Ben bir kedi severdim.