severe, close, tight, exact, accurate, nice

listen to the pronunciation of severe, close, tight, exact, accurate, nice
English - Turkish

Definition of severe, close, tight, exact, accurate, nice in English Turkish dictionary

strict
{s} katı

Amerika'da insan haklarını korumak için katı yasalar vardır. - America has strict laws to protect human rights.

Annem davranışlar hakkında katıdır. - My mother is strict about manners.

strict
{s} sert, katı, çok kuralcı, kurallara çok bağlı: He's a strict teacher. O sert bir öğretmen
strict
{s} harfi harfine
strict
çok kuralcı
strict
değişmez
strict
kesin

Ender vahşi hayvanların bu ülkeye ithalatı kesinlikle yasaklanmıştır. - The importation of rare wild animals to this country is strictly prohibited.

Sigara içmek kesinlikle yasaktır. - Smoking is strictly prohibited.

strict
titiz
strict
tam

İlişkimiz tam anlamıyla profesyonel. - Our relationship is strictly professional.

Siyasete ilgim tamamen akademik. - My interest in politics is strictly academic.

strict
dikkatli
strict
Muhafazakar
strict
{s} hoşgörüsüz
strict
{s} otoriter

Ebeveynlerimin her ikisi de otoriter değil. - Both of my parents are not strict with me.

Öğretmen öğrencilerine karşı otoriter. - The teacher is strict with his students.

strict
{s} müsamahasız
strict
{s} mutlâk
strict
(Nükleer Bilimler) katı, sıkı
strict
{s} tam; sıkı: strict secrecy tam bir gizlilik
strict
(sıfat) sert, katı, sıkı, müsamahasız, otoriter, hoşgörüsüz, tam, mutlâk, harfi harfine
English - English
{a} strict