sevdiren

listen to the pronunciation of sevdiren
Turkish - English
endearing
ingratiating
sev
{f} love

I don't love you anymore. - Artık seni sevmiyorum.

I love living with you. - Sizinle yaşamayı seviyorum.

kendini sevdiren
disarming
sev
{f} loved

She is loved by everyone. - O herkes tarafından sevilir.

Ken's father loved Ken all the more because he was his only son. - Baba Ken'i haydi haydi severdi,çünkü onun tek oğluydu.

sev
{f} loving

I can't imagine loving anybody as much as Tom seems to love Mary. - Tom'un Mary'yi seviyor göründüğü kadar çok birini sevmeyi düşünemiyorum.

It is pleasant to watch a loving old couple. - Sevgi dolu yaşlı bir çifti izlemek keyifli.

sev
relish
Kurdish - Turkish

Definition of sevdiren in Kurdish Turkish dictionary

sêv
elma
sevdiren
Favorites