Neden haberdar değildim?
- Why was I not informed?
Gidişinden beni haberdar etti.
- She informed me of her departure.
O, bilgili bir insandır.
- He is a well informed person.
Tom her zaman beni bilgili tuttu.
- Tom has always kept me informed.
O, gelişi hakkında onu bilgilendirdi.
- She informed him of her arrival.
Kendimi bilgilendirmek için gazete okurum.
- I read the newspaper to keep myself informed.
Erken bir başlangıcı tavsiye etti.
- He advised an early start.
Müzik öğretmenimiz bana Viyana'yı ziyaret etmemi tavsiye etti.
- Our music teacher advised me to visit Vienna.
Müzik öğretmenimiz bana Viyana'yı ziyaret etmemi tavsiye etti.
- Our music teacher advised me to visit Vienna.
Erkek kardeşim bana sigara içmeyi bırakmamı tavsiye etti.
- My brother advised me to stop smoking.