Ölü bir adamın anısına bir anıt kurmak için bir fon başlatıldı.
- A fund was launched to set up a monument in memory of the dead man.
Çadır kurmak için bir yer seçmek zorundayız.
- We have to pick a place to set up the tent.
Bir toplantı düzenleyelim.
- Let's set up a meeting.
Bir toplantı düzenleyeceğiz.
- We'll set up a meeting.
Beş veya altı Nisan'da bizimle bir toplantı düzenlemek mümkün müdür?
- Would it be possible to set up a meeting with us on April fifth or sixth?
Tom bir buluşma düzenlemek istiyor.
- Tom wants to set up a meeting.
Sorunu araştırmak için bir komite kuruldu.
- A committee has been set up to investigate the problem.
Tom Mary için bir websitesi kurdu.
- Tom set up a website for Mary.
Buradaki herhangi biri bir web sunucusu kurmayı biliyor mu?
- Does anybody here know how to set up a web server?
Çadırı kurmak yarım saatimizi aldı.
- It took us half an hour to set up the tent.
Sami, Leyla'yı öldürmek için bir plan kurdu.
- Sami set up a plan to kill Layla.
Fadıl ve Leyla bir soygun planladılar.
- Fadil and Layla set up a robbery.
M. Robespierre looked at me sideways and smiled and said to Madame, ‘You're a young lady after my own heart.’ This set her up for the day.
Now that I'm set up, this will take moments!.
We set up the sprinkler.
Set up my CD collection.
Give the cement 24 hours to set up before walking on it.
The election was set up!.
Even a minor change can set up new bugs.
I've got to set up that tasty rabbit.