set in advance; decided beforehand, preordained; forced, impelled

listen to the pronunciation of set in advance; decided beforehand, preordained; forced, impelled
English - Turkish

Definition of set in advance; decided beforehand, preordained; forced, impelled in English Turkish dictionary

predetermined
önceden belirle(mek)
predetermined
önceden belirle

Hegel'le aynı şekilde, Panovsky'nin diyalektik kavramı tarihe önceden belirlenmiş bir rotayı izlettirir. - In the same way as Hegel, Panovsky's notion of the dialectic makes history follow a predetermined course.

predetermined
{s} önceden kararlaştırılmış
predetermined
(Askeri) ÖNCEDEN SAPTANMIŞ
predetermined
{s} önceden belirlenmiş

Hegel'le aynı şekilde, Panovsky'nin diyalektik kavramı tarihe önceden belirlenmiş bir rotayı izlettirir. - In the same way as Hegel, Panovsky's notion of the dialectic makes history follow a predetermined course.

English - English
{s} predetermined
set in advance; decided beforehand, preordained; forced, impelled
Favorites