Turkish - English
Definition of sessizlik in Turkish English dictionary
- quiet
What we need now is a little peace and quiet.
-Şimdi ihtiyacımız olan şey biraz barış biraz sessizlik.
I just want some peace and quiet.
-Sadece biraz barış ve sessizlik istiyorum.
- silence
We sat together in silence for some time.
-Biz bir süre sessizlik içinde birlikte oturduk.
Silence gives consent.
-Sessizlik rıza verir.
- quiescence
- mute
- tacet
- quiescency
- hush
- repose
- silence, hush; taciturnity
- peace
Tom just wanted some peace and quiet.
-Tom sadece biraz huzur ve sessizlik istedi.
What we need now is a little peace and quiet.
-Şimdi ihtiyacımız olan şey biraz barış biraz sessizlik.
- speechlessness
- quietude
- stillness
- taciturnity
- muteness
- noiselessness
- quietness
- quietness, silence
- mutism
- tranquillity
- still
- sessizlik yemini
- omerta
- sessizlik bölgesi
- (Fizik) zone of silence
- sessizlik konisi
- (radar) cone of silence
- sessizlik konisi
- (Askeri,Teknik) cone of silence
- sessizlik yöntemi
- (Askeri) silence procedure
- derin (sessizlik)
- heavy
- derin sessizlik
- hush
- derin sessizlik
- religious silence
- fırtınadan önceki sessizlik
- the calm before a storm
- tam sessizlik
- dead silence
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of sessizlik in Turkish Turkish dictionary
- Sessiz olma durumu
- Ortalıkta gürültü olmama durumu, sükût
- Ortalıkta gürültü olmama durumu, sükût: "Bilmez yalnız yaşayanlar / Nasıl korku verir sessizlik insana."- O. V. Kanık
sessizlik
Hyphenation
ses·siz·likPronunciation
Resimler
Favorites