sessizce, sessizce

listen to the pronunciation of sessizce, sessizce
Turkish - English
quietly, noiselessly
sessizce
in quiet

He came in quietly in order not to wake the family. - O, aileyi uyandırmamak için sessizce geldi.

She came in quietly so she wouldn't wake up the baby. - O, bebeği uyandırmamak için sessizce içeriye geldi.

sessizce
quietly

Tom slipped quietly into his clothes and tiptoed out of the room. - Tom sessizce elbiselerini giydi ve ayak uçlarına basarak odadan çıktı.

Speak quietly lest she should hear us. - O bizi duymasın diye sessizce konuşun.

sessizce
silently

He sat silently with his legs crossed. - Bacak bacak üstüne atarak sessizce oturdu.

She stood silently, her head tilted slightly to one side. - Başı bir tarafa doğru hafifçe eğik, sessizce ayakta durdu.

sessizce
in silence

Except for Tom, the family was all watching TV in silence. - Tom hariç, bütün aile sessizce TV izliyordu.

He neither spoke nor wept, but went out in silence. - O, ne konuştu nede ağladı, sessizce dışarı çıktı.

sessizce hareket etmek
creep
sessizce sokulmak
sneak
sessizce
quiescently
sessizce
speechlessly
sessizce
soundlessly

The rain fell soundlessly upon the jungle. - Yağmur ormanın üzerine sessizce düştü.

sessizce
reticently
sessizce gitmek
slide
sessizce yürümek
pad
hızla ve sessizce önünden geçmek
flicker
kedi gibi sessizce yürümek
pussyfoot
kurt gibi sessizce dolaşmak
pad along
sessizce
noiselessly

Much to my surprise, the door opened noiselessly. - Benim için sürpriz oldu, kapı sessizce açıldı.

sessizce
on tiptoe

I went up to my bedroom on tiptoe. - Sessizce yatak odama gittim.

sessizce
tiptoe

Tom tiptoed into the room. - Tom sessizce odaya girdi.

Tom quietly tiptoed out of the room. - Tom, parmak uçlarında yürüyerek sessizce odadan çıktı.

sessizce
mutely
sessizce ağlamak
cry softly
sessizce dinleme
lurking
sessizce girmek
steal into
sessizce hareket etmek
steal
sessizce sokulmak
cat foot
sessizce sıvışmak
steal away
sessizce yaklaşmak
(Dilbilim) creep up on
sessizce yaklaşmak
stalk
sessizce yürüme
pussy foots
sessizce yürümek
pussyfoot
sessizce üzerinden geçmek
pass over in silence
Turkish - Turkish

Definition of sessizce, sessizce in Turkish Turkish dictionary

sessizce
Sessiz bir biçimde, sessiz olarak: "Üç kere bağrıştılar, ben de sessizce ağladım."- M. Ş. Esendal
sessizce
Sessiz bir biçimde, sessiz olarak
sessizce, sessizce
Favorites