sesin

listen to the pronunciation of sesin
Turkish - English
die away
voice of
loudest
ses
(İnşaat) sound

The hyena's bark sounds like laughter. - Sırtlanın havlaması kahkaha gibi ses çıkarıyor.

You can make sounds by combining letters in Modern Greek. For example you can use μπ to make the sound b, ντ to make the sound d, γκ to make the sound g and τζ to make the sound dj. - Modern Yunanca'da harfleri birleştirerek sesler oluşturabilirsiniz. Örneğin b sesi için μπ'yi, d sesi için ντ'yi, g sesi için γκ'yi ve c sesi için ise τζ'yi kullanabilirsiniz.

ses
{i} voice

This bird can imitate the human voice. - Bu kuş insan sesini taklit edebilir.

She spoke with a soft voice. - O, yumuşak bir sesle konuştu.

ses
noise

They heard a noise behind them. - Onlar arkalarında bir ses duydular.

I heard a strange noise coming from Tom's room last night. - Dün gece, Tom'un odasından gelen garip bir ses duydum.

ses
{i} vocal

Tom and Mary sang background vocals. - Tom ve Mary arka vokalleri seslendirdi.

Do fish have vocal chords? - Balıkların ses telleri var mıdır?

sesin perdesini değiştirme
inflection
sesin perdesini değiştirme
inflexion
sesin tınısı
(Bilgisayar) timbre of sound
sesin yükselip alçalması
inflexion
sesin yükselmesi
swell
sesin kesilmesi
the cessation of sound
sesin aksetmesi
(Havacılık) side tone
sesin aksetmesi
sidene
sesin alçalması
cadence
sesin azalması
(radyo) fading
sesin banda alınması
(Kanun) wire recording
sesin gittikçe hafiflemesi
(Muzik) diminuendo
sesin iki telde birden çalınması
double stop
sesin kaybolması
(radyo) fade out
sesin yayılımı
sound propagation
sesin yerini yavaş yavaş sonraki sese bırakması
fade out
sesin yok olması
(radyo) fading away
ses
audio

Audio in Tatoeba sentences are provided by Shtooka. - Tatoeba cümlelerindeki ses Shtooka tarafından sağlanmıştır.

It's getting easier to find audio files by native speakers for almost any language you might want to study. - Neredeyse öğrenmek isteyebileceğin her dilde yerli konuşurlar tarafından hazırlanmış ses dosyalarını bulmak kolaylaşıyor.

ses
(Dilbilim) phone
ses
(Bilgisayar) vol
ses
tone

The piano has a good tone. - Piyanonun iyi bir sesi var.

Tom ought not to have spoken to his teacher in that tone of voice. - Tom öğretmeniyle o ses tonuyla konuşmamalıydı.

ses
(Muzik) strain
ses
patter
ses
sonic
ses
(Bilgisayar) sounds
ses
phonetic
ses
beat

The musician beat his drums loudly. - Müzisyen davulunu yüksek sesle çaldı.

John was beating the drums loudly. - John yüksek sesle davulları çalıyordu.

ses
whoosh
ses
{i} shout

She shouted that she was safe. - O yüksek sesle güvende olduğunu söyledi.

They shouted as loudly as they could. - Ellerinden geldiği kadar yüksek sesle bağırdılar.

ses
rattle
ses
(Otomotiv) vibration and harshness
ses
utterance
ses
{i} call

I heard someone call my name. - Birinin adımı seslendiğini duydum.

I heard someone calling my name. - Birinin adımı seslendiğini duydum.

ses
sonance
ses
{i} cry

He began to cry loudly. - O, yüksek bir sesle ağlamaya başladı.

When he entered the building, he was frightened by a sudden cry. - O, binaya girdiğinde, ani bir çığlık sesiyle korkutuldu.

ses
volume

Turn down the volume, please. - Ses seviyesini azaltın, lütfen.

Could you tell me how to adjust the volume? - Sesi nasıl ayarlayacağımı bana söyleyebilir misiniz?

ses
the sound of
ses
to sound
aynı sesin tekrarı
alliteration
bir sesin eklenmesi
epenthesis
ergenlik çağında sesin değişmesi
puberty vocal change
film şeridinde sesin kayıtlı olduğu yer
sound track
ses
(enstrüman) speech
ses
sound; noise
ses
phono
ses
phonic
ses
acoustic

An electric guitar doesn't sound the same as an acoustic one. - Elektro bir gitar akustik bir gitar gibi ses vermez.

ses
vox
ses
sono
ses
voice; sound; noise
ses
audio , sound , voice , tone
ses
clatter
ses
ping
ses
smack
ses
lapse
ses
{i} key
ses
note

Music is the silence between the notes. - Müzik notalar arasındaki sessizliktir.

There was a scornful note in his voice. - Sesinde küçümseyen bir ifade vardı.

ses
crunch
söylenişte bir sesin çıkarılması
elision
yavaş yavaş önceki sesin yerini alma
fade in
English - English

Definition of sesin in English English dictionary

SES
State Emergency Service
ses
Senior Executive Service
SES
socioeconomic status
ses
Shelf Edge Study Part of LOIS project
ses
severely errored seconds Seconds during which the bit error ratio is greater than a specified limit and transmission performance is significantly degraded A performance monitoring parameter is measured on a per-channel basis
ses
Sports Education Service of the Australian Sports Commission
ses
means the Senior Executive Service
ses
Student Employment Services
ses
(See socioeconomic status)
ses
SCSI Enclosure Services are an ANSI X3 T10 standard for temperature and power monitoring of disk enclosures for enhanced data protection
ses
Severely Errored Second
ses
Socioeconomic Status is generally taken to refer to a person's overall social position, as determined across a number of aspects or dimensions, and is most commonly defined in terms of educational, occupational and economic attainments When used in studies relating to school students, the term refers to parental or family SES
ses
Severely Errored Seconds: A unit used to specify the error performance of T carrier systems This indicates a second containing ten or more errors, usually expressed as SES per hour, day, or week This method gives a better indication of the distribution of bit errors than a simple Bit Error Rate (BER) Refer also to EFS See also Source End Station
ses
Secondary Emissions Standard
ses
Spongiform encephalopathy
ses
(severely errored seconds) (DS1) A second that has an equivalent error ratio greater than 1-in-1,000 In SF, a second with one or more LOSs or frame sync losses, six or more framing bit errors, or 1,544 or more BPVs In ESF, a second with one or more LOSs or frame sync losses, 320 or more CRC-6 errors, or 1,544 or more BPVs On unframed circuits, a circuit with one or more LOSs, or 1,544 or more BPVs
ses
abbr Service Evaluation System
sesin
Favorites