Bir manken olduğunu bilmeliydim.
- I should've known you were a model.
Dans ve mankenlik dersleri alıyorum.
- I take dancing and modeling lessons.
Genç üvey erkek kardeşi için örnek insan oldu.
- He has become a role model for his younger stepbrother.
Adamı örnek bir beyefendi olarak tanımladı.
- He described the man as a model gentleman.