O, kullanışlı bir aptaldan daha fazlası değil.
- He's nothing more than a useful idiot.
Havlu hiç kullanışlı değildi.
- The towel wasn't at all useful.
Yeryüzüne ilk çıkışından beri, insan oğlu bilgi topladı ve faydalı fikirleri diğer insanlara bildirme girişiminde bulundu.
- Since their first appearance on earth, men have gathered information and have attempted to pass useful ideas to other men.
Bu kitap sana epey faydalı olabilir.
- This book may well be useful to you.
O, yararlı bir bilgi parçası değil.
- That's not a useful piece of information.
Tüm modeller yanlış, ancak bazıları yararlı.
- All models are wrong, but some are useful.
Sonunda işe yarar bir öneri!
- Finally one useful suggestion!
Tom işe yarar bir öneri yaptı.
- Tom made a useful suggestion.