English - Turkish
Definition of seriousness; gravity; discretion in English Turkish dictionary
- sadness
- {i} hüzün
Onun yüzü öfkeden daha ziyade tiksinme ve hüzün yansıtıyor.
-Her face reflects disgust and sadness, rather than anger.
Gözlerin hüzün doluydu.
-Your eyes were full of sadness.
- sadness
- {i} üzüntü
Tebessümün arkasında üzüntüsünü sakladı.
-He hid his sadness behind a smile.
Tom üzüntüsünü gizleyemedi.
-Tom was unable to conceal his sadness.
- sadness
- üzgünlük
- sadness
- keder
Gözleri keder doluydu.
-Their eyes were full of sadness.
Mutluluk ve keder sadece bir süre boyunca devam eder.
-Happiness and sadness only last for a time.
- sadness
- teessüf
- sadness
- neşesizlik
- sadness
- gam
Related Terms
English - English
Definition of seriousness; gravity; discretion in English English dictionary
- sadness
seriousness; gravity; discretion
Hyphenation
seriousness; gravity; dis·cre·tionPronunciation
Resimler
History
Favorites