The prisoner was given his freedom.
- Tutuklu serbest bırakıldı.
They were freed to work for themselves.
- Kendileri için çalışmak üzere serbest bırakıldılar.
They released the prisoner.
- Onlar mahkûmu serbest bıraktılar.
The prisoner asked to be released early.
- Tutuklu erkenden serbest bırakılmasını istedi.
I hear he was set free after doing five years in prison.
- Onun hapiste beş yıl yattıktan sonra serbest bırakıldığını duyuyorum.
The prisoners were set free.
- Mahkumlar serbest bırakıldı.
The terrorists released the hostages.
- Teröristler rehineleri serbest bıraktı.
They released the prisoner.
- Onlar mahkûmu serbest bıraktılar.
Tom refused to let go.
- Tom serbest bırakmayı reddetti.