Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

serbest bırakış

listen to the pronunciation of serbest bırakış
Turkish - English
deallocating
third-person singular of deallocate
serbest bırak
{f} free

The prisoners were set free. - Mahkumlar serbest bırakıldı.

The prisoner was given his freedom. - Tutuklu serbest bırakıldı.

serbest bırak
liberate
serbest bırak
emancipate
serbest bırak
{f} released

The prisoner asked to be released early. - Tutuklu erkenden serbest bırakılmasını istedi.

They released the prisoner. - Onlar mahkûmu serbest bıraktılar.

serbest bırak
set free

Sooner or later, the hostages will be set free. - Er ya da geç, rehineler serbest bırakılacak.

The prisoner was set free yesterday. - Tutuklu dün serbest bırakıldı.

serbest bırak
deallocate
serbest bırak
{f} release

Iran balks at release of American woman. - İran Amerikalı kadının serbest bırakılmasına karşı çıkıyor.

The terrorists released the hostages. - Teröristler rehineleri serbest bıraktı.

serbest bırak
let go

Tom refused to let go. - Tom serbest bırakmayı reddetti.

serbest bırak
{f} liberated
serbest bırak
{f} emancipated
serbest bırak
make free
serbest bırak
setfree
serbest bırakış
Favorites