serbestçe

listen to the pronunciation of serbestçe
Turkish - English
freely

Everyone has the right to take part in the government of his country, directly or through freely chosen representatives. - Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir.

They were encouraged not to let their cattle roam freely. - Sığırlarının serbestçe başıboş gezinmelerine izin vermemeleri teşvik edildi.

free

Everyone has the right to work, to free choice of employment, to just and favourable conditions of work and to protection against unemployment. - Her şahsın çalışmaya, işini serbestçe seçmeye, adil ve elverişli çalışma şartlarına ve işsizlikten korunmaya hakkı vardır.

Everyone has the right to take part in the government of his country, directly or through freely chosen representatives. - Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir.

cavalierly
loose
serbestçe konuşmak
speak up
serbestçe konuşmak
speak out
Turkish - Turkish
Serbest bir biçimde
Serbest (bir biçimde)
serbestçe
Favorites