serap

listen to the pronunciation of serap
English - Turkish
kırpıntı
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) çorak yerlerde çölde sıcak ve ışığın tesiriyle, ilerde, yakında, yahut ufukta su veya yeşillik var gibi görünme hâdisesi
Atmosferde ışık ışınlarının kırılmasından doğan ve çöllerde kolaylıkla gözlemi yapılabilen optik yanılma, uzaktaki bir cisme bakarken sanki bir su yüzeyinden yansıyormuş gibi, cisimle birlikte ters görüntünün oluşumu, ılgım, yalgın, pusarık: "Birdenbire uzakta ... tatlı bir serap gördüm."- M. Ş. Esendal
(Osmanlı Dönemi) LU'LU'
(Osmanlı Dönemi) YEHHİR
(Osmanlı Dönemi) RAKRAKAN
(Osmanlı Dönemi) HEBHAB
(Osmanlı Dönemi) YELMA'
kür
pusarık
ılgım
vale
yalgın
algune
al
Turkish - English
(isim) Mirage

A mirage sometimes shows up in Toyama Bay. - Bazen Toyama Körfezi'nde bir serap ortaya çıkar.

Layla's life as a wealthy lady was a mirage. - Varlıklı bir bayan olarak Leyla'nın yaşamı bir seraptı.

fata morgana
will o' the wisp
mirage ılgım, yalgın, pusarık
fatamorgana