English - Turkish
Definition of separated in time, space, or degree in English Turkish dictionary
- removed
- kaldırılmış
- removed
- {f} kaldır
Eski mobilyayı kaldırdık.
-We removed the old furniture.
Yoksulluk tesadüf değildir. Kölelik ve apartheid gibi insan ürünüdür ve insan etkinlikleriyle ortadan kaldırılabilir.
-Poverty is not an accident. Like slavery and apartheid, it is man-made and can be removed by the actions of human beings.
- removed
- kaldırılan
- removed
- (Bilgisayar) kaldırıldı
İlerlememize engel olan şeyler eninde sonunda kaldırıldı.
-The obstacles to our progress have been removed at last.
Ağaçlar parktan kaldırıldı.
-Trees have been removed from the park.
- removed
- ortadan kalkmak
- removed
- bertaraf olmak
- removed
- a first cousin twice removed kuzenin torunu
- removed
- ayrı
- removed
- taşın/taşı/çıkar
- removed
- alâkası olmayan
- removed
- uzak/taşınmış/çıkarılmış
- removed
- uzak
Fadıl'ın görevi onu dış dünyadan uzak tuttu.
-Fadil's job kept him removed from the outside world.
Onlar uzaklaştırılmalı.
-They must be removed.
Related Terms
English - English
Definition of separated in time, space, or degree in English English dictionary
- removed
separated in time, space, or degree
Hyphenation
sep·a·ra·ted in time, space, or de·greePronunciation
Resimler
History
Favorites